3 Ekim 2015 Cumartesi

BU ODUN BU PİLAVI PİŞİRMEZ... Murat DUMAN

BU ODUN BU PİLAVI PİŞİRMEZ... 
                                                                                                                   Murat DUMAN
Siz tüm gücünüzle yeteneğinizi kullanıp bir konuyu detaylarıyla, artı ve eksileriyle anlatırsınız, açıklarsınız. Karşınızdaki veya karşınızdakiler dinler görünür, dinlemezse anlar görünür anlamazsa aynı nokta etrafında dönüp durursa şaşırır, harcadığınız zaman ve emeğinizi acır, üzüntü duyarsınız. Yanı anlatmak kadar, anlamakta önemlidir.
Bir zat-ı muhteremle beraber Kütahya da bir dinletiye katılmıştım. Dinletide çok güzel yöre türküleri seslendirildi. Şiirler okundu, harika konuşmalar yapıldı. Belediye destekli bu dinleti yi düzenleyen Mehmet Uygun Bey Efendi idi ve bizleri çok güzel ağırladı.
            Dumlupınar Üniversitesi yurdunda kalıyorduk. Son gecemizdi, dinletiden döndük, kendi aramızda ve orada bulunan sayıları Yaklaşık 100 kız ve erkekten oluşan öğrencilerle sohbet yapıyorduk. Derken saat gece O 2, sularına gelmişti.
            Tam kalkmak üzereyken, bir hanım efendi ve benim yol arkadaşım olan zat-ı muhteremle bana doğru geliyorlardı. Hanım efendi” Murat bey sizinle biraz konuşabiliriyim” dedi. Ben de tabii ki dedim bir köşeye oturduk. Az sonra o zat-ı muhteremde arkamızdan geldi.
           Ben, hanım efendiyi başka bir ilde güzel bir etkinlikten tanıyordum.
           Meğer o saygı değer zatla aralarında geçmişten kalan bir evlilik meselesi varmış. Konu açıldı enine boyuna konuşuldu. Anlatıldığına göre, sözler verilip takılar alınmış. Hanım efendi bir olumsuz sözden alınıp her şeyi yıkmış tarumar eylemiş. O zat-ı muhteremde bu olaylar geliştikten sonra sevdiği kadını kaybetmenin ezikliği ile ver yansın etmiş. 
            Her ikisi de o meşhur gururlarının yükü altında kalmış ve çıkamıyorlar. İkisini de önce birlikte sonra hanım efendiyi dört saat süreyle ayrı dinledim. Her ikisinde de sarsılmayan bir sevgi vardı. O zat-ı muhterem geçmişte yaptığı hataların yenilgisini beyan edip, özür diledi. Ancak hanım efendi gururundan kurtulamıyor dönüp, dönüp aynı konuları dile getiriyordu.
            Derken ben araya gidim. Dedim ki; bu konulara bir on beş gün ara verin düşünüp hep beraber karar verelim. Bir hafta gibi zaman geçti, Hanım efendiyi aradım ve konuşulması gereken ne konu varsa kendisine izahta bulundum.
            Sonunda, hanım efendinin mutlaka bir psikolojik destek alması gerektiğini anladım. Çünkü bu evlilik gerçekleşse bile, evliliğin çok uzun ömürlü olmayacağını anlamıştım. O zat-ı muhterem yapılan hataların bir daha tekrarlanmayacağına dair hem söz verdi hem de özür diledi. Bir daha bu gibi konulara en asgari şekilde riayet edip dikkatli olacağına dair sözde vermesine rağmen, hanım efendi hala geçmişteki; gururunu yıpratan bir tek cümleyi durmadan tekrarlayıp, hala sevdiğini söylemesine rağmen, sorunları aşılmaz hale getiriyordu.
            Geriye dönüş olsa bile, bu odunun bu pilavı pişirmeyeceğini anladım. Burada yıllardır söylenen, yaşanan ve yazılan aşkın büyüklüğünü ve hiçbir sınır tanımayışını bir kez daha gördüm ve uzun, uzun düşündüm ve İki güzel gönlün yeterince bu aşkın güllerini soldurmamak için gayret göstermediklerine inanıyorum. Oysa benim bütün gayretim her ikisi de hazanında olan dostlarımın, yaşanacak ne kadar ömür varsa, bu mutluluk mutlaka yaşanmalıydı. Hanım efendi kardeşim ve zat_ı muhterem yol arkadaşım; AŞKIN her şeyden daha üstünde olduğu gerçeğini kabul edip sayabilseydi onların mutluluğu karşısında ben onlardan daha çok mutlu olacak onların beraberlikleri karşısında gururlanacaktım hayırlısı olması dileklerimi belirtiyor her iki dostuma saygılarımı sunuyorum. 

YOLUN AÇIK OLSUN

Kapattım sayfayı bir daha açmam,               
Yolun açık olsun git güle güle,                             
Çorak topraklara sevgimi saçmam,                  
Yolun açık olsun git güle güle…

Sevda pınarından taşsaydın keşke,                      
Gurur cephesinden düşseydin keşke,                  
Kin ile nefreti aşsaydın keşke,                                        
Kolun açık olsun git güle güle… 

Nefret ile gurur düşmandır cana,             
Güvensizlik düşmüş aklı mekâna,                    
Sevgi emek ister inanın bana,                            
Salın açık olsun git güle güle…

Daldaki meyveler olsun bir hele
Yapraklar dayanmaz savrulur yele
Ömür hazan olmuş düşersin dile,
Elin açık olsun git güle güle...

Bir kez nefsi yenip yere çalsaydın,
Yaşanan hayattan ibret alsaydın,
Bin kere düşünüp kıymet bilseydin,
Gülün açık olsun git güle güle....

Muradın sözleri hiç kâr etmedi
Aklın cenahından güman gitmedi
Sevgi hâkim olup ceylan gütmedi,
Selin açık olsun git güle güle.....
                                    20.08.2007 - ANKARA                                                                                          

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder