30 Eylül 2014 Salı

İsa Kayacan'ın kitabı: Kadın Destanı, "YEDİ GÜN"

İsa Kayacan'ın kitabı:
Kadın Destanı
DURSUN ERKILIÇ
29 Eylül 2014 Pazartesi Saat 14:38
Prof. Dr.İSA KAYACAN'IN
131’inci kitabı ‘Kadın Destanı’ yayımlandı…
İSA KAYACAN kadını destanlaştırdı 
Prof. Dr. İsa Kayacan ağabeyi ‘ismen’ ve de ‘cismen’ tanıyalı 40 yıl olmuştur sanırım.
Mesleğe başladığı ilk gazete olan ‘Gündem’de tanıştığım, Prof. Dr. İsa Kayacan, o günden beri peşimi bırakmadı!
Hangi gazeteye gitsem bir İsa Kayacan imzası gördüm…
Helal olsun…
YEREL MEDYANIN DUAYEN İSİMLERİNDEN
İşi memuriyet de olsa kendisini yazıya adamışlardandır…
Öyle olmasa irili-ufaklı 131 kitaba imza atabilir miydi?
Yerel medyanın ‘kadrolu’ yazarı gibidir. Yurdun dört bir yanında çıkan gazetelerde yazıları yayımlanır…
Hakkında yazılanlar da cabası…
SON KİTABI: KADIN DESTANI
Son kitabı, “Kadın Destanı” da yayımlandı.
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Yayınları arasında çıkan kitapta bendenizin de bir dizesi yer alıyor.
İsa ağabey aylar önce, “Kadınlarla ilgili bir kitap hazırlıyorum. Senden de bir şeyler olsun isterim” deyince, ‘emir’ sayıp;
Yüreğe çizilen resimdir kadın
Belleğe kazınan isimdir kadın
Dizesini göndermiştim…
Kitapta yer vermiş, sağ olsun…
KONUSUNDA DOYURUCU
Mustafa Kemal Atatürk’ün kadınlarla ilgili sözlerinin başında, “Kadının en büyük vazifesi analıktır” bulunan 200 sayfalık kitabın çok büyük bir bölümü kadına dair söze, şiire, yazıya ayrılmış…
‘Kadınla ilgili bir şeyler yazmak, konuşmak isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir’ demek abartı olmaz…
6 bölümden oluşan kitapta, Kayacan’ın şiirlerinden seçmeler de yer alıyor.
Bu şiirler arasında bestelenenler, İngilizceye çevrilenler de var…
İsa Kayacan ağabeyi bu güzel eserinden dolayı kutluyor, sağlıklı uzun ömür diliyorum.
DURSUN ERKILIÇ
dursunerkilic@gmail.com

19 Eylül 2014 Cuma

Mücadeleye, Eser ve Üretimlere Devam; Arzu KÖK

Mücadeleye; Eser ve Üretimlere Devam
Araştırmacı, Şair-Yazar, Öğretmen
Arzu KÖK
Bir kitap geçti elime dün. İsa Kayacan’ın Burdur Ticaret ve Sanayi Odası yayını olarak çıkan “Kadın Destanı” isimli kitabıydı bu. 131. kitabıydı bu onun. Aceleci, kolaycı olan günümüz insanının harcayamayacağı bir çaba ile çalışıyor ve üretiyor İsa Kayacan. Bunun devam etmesi de en büyük dileğimizdir. Zira İsa Kayacan yaklaşık iki yıldır bir hastalığın pençesinde mücadele ediyor. Şimdilerde ise hastanede, palyatif bakım, takip ve tedavi altında. 
İlk tedavisinin ardından hastaneden çıkmış yeniden çalışmaya, üretmeye başlamıştı. İşte Kadın Destanı isimli elimde tuttuğum bu kitap da o sürecin bir ürünü. Kadın Destanı isimli kitabını bitirip yayına verdikten hemen sonra yeniden yatırılmış hastaneye. Yeni öğrendim. İsa Kayacan’ın azmine, yaşama bağlılığına, daha üretecek çok şey, yazacak çok kitabı, henüz gerçekleşmemiş hayallerini gerçekleştirmek konusundaki inancını bildiğimden üzüldüm doğrusu. Ancak inanıyorum ki İsa Kayacan hastaneden eskisinden daha sağlam çıkacak ve başlayacak yeniden eserler üretmeye. Yıllardır yaptığı birikimleri kendi süzgecinden geçirecek ve 131 eserden sonra hani derler ya hepsine cilâ olacak yeni eserler koyacak ortaya ve bizler büyük bir keyif ve minnetle okuyacağız yazdıklarını. 
131. ESER; "KADIN DESTANI"
İsa Kayacan hakkında son duyduklarım onun daha iyiye gittiği yönünde ve bu sevindirdi beni açıkçası. Ben arayamadım kendisini çünkü tedavi esnasında rahatsızlık vermek istemedim. Ama sürekli bilgi almaya çalışıyorum kendisi hakkında. İsa Kayacan benim şiirlerimi yazdığı yazılarla tanıttı birkaç defa. Yalnız benim mi? En az 3000 genç insanın, şairin, yazarın adının duyulmasını, bilinmesini, tanınmasını sağladı yazdıklarıyla. Bu tanıtımını yaptığı yazar ve şairlerin hepsi borçludur kendisine. Eğer o şair yazarlar bugün bir yerlere geldilerse İsa Hoca sayesindedir bu. Şimdi İsa Hocam bu hastalıkla mücadele ederken eminim ki hiçbiri dualarını esirgemiyordur ondan. Zira o bu tanıtımlar ve yayınlar için kimseden bir şey istemedi, aksine hem onlar için yazdı hem de yazdığı yazıların yayınlandığı gazete küpürlerini erinmeden adreslerine postaladı, web sitesinde yayınladı. O kadar çok postalama işlemi gerçekleştirdi ki PTT bile ona borçludur diyebiliriz. Zira son yılların en iyi müşterisi konumundaydı. PTT de bu borcu ödemeli ve mutlaka şükran belgeleriyle, törenlerle ödüllendirmelidir O’nu..
Ülkemizde bir yerlere geldiklerinde kendi doğup büyüdükleri yerleri unutan, “Orada bir köy var uzakta, gitmesek de, kalmasak da o köy bizim köyümüzdür.” diyenlere inat unutmamıştır o köyünü, kentini, memleketini. Doğum yeri olan Burdur-Tefenni Ece Köyü’nü sürekli yazılarında anlatmış, bununla yetinmemiş belki de Türkiye’deki en büyük köy kütüphanesinin orada açılmasına vesile olmuştur. Tabii köylüleri de bu çalışmalarını takdir ederek kütüphaneye “Prof. Dr. İsa Kayacan Kütüphanesi” ismini vermişlerdir. Şimdi köylüleri de eminim dua ediyordur kendisi için. Böylesi değerli hemşerilerini yalnız bırakacak değiller ya.
ATA-TÜRK ÇİÇEĞİ;
ÜSTAD İSA KAYACAN'A
O BİR TÜRK BÜYÜĞÜ
Balkanlar’dan, Kafkasya’ya, Ortadoğu’ya kadar uzanan bir coğrafyada etkin çalışmalar yapmış; Türk Dünyası Genç İletişimciler Derneği’nin kurulmasına öncülük etmiştir. Azerbaycan ile ilgili 1.624, Irak’ta yaşayan Türkmenler için ise 805 adet makalesi bulunmaktadır. Azerbaycan’da yayınlanan makalelerinin derlenip toparlandığında 8 cilt olduğu söyleniyor. Azerbaycan yetkilileri ise “Sovyet sonrası ve bağımsızlık sonrası dönem dâhil, hiçbir yazar İsa Kayacan kadar, Azerbaycan ile ilgili yazı yazıp yayınlamamıştır. Bu rekorun sahibi de İsa Kayacan’dır” demektedirler. Böylesi çalışmalara imza atmış birine bir başka ülkede olsaydı şimdiye kadar “Fahri Konsolosluk” unvanı verilirdi. Ama bizim ülkemiz maalesef bunları göremeyen yöneticilere sahip. Umarım yöneticiler İsa Kayacan’a hasta yatağında böylesi paye verir de moral kaynağı olurlar ona. Çünkü bunu fazlasıyla hak eden bir insan o.
İyi ki varsınız İsa Hocam. Sizi tanımış olmak büyük bir onurdur benim için. Sizin gibi insan sevgisi ile yoğrulmuş, vefakâr, fedakâr ve mütevazı, dost canlısı, yürekli bir insanı bulmak zorlaştı artık günümüzde. Gerçi sizi tam olarak anlatabilecek kelime bulamıyorum. Nedense yetersiz kalıyor sözcük dağarcığım.
İYİ Kİ VARSIN!..
Ben inanıyorum ki siz o hasta yatağınızdan ve sizi rahatsız eden hastalıklardan silkinerek kalkacak, yaşama azminiz, güçlü iradenizle hayata sımsıkı sarılacak, inşallah şifa bulacak ve eskisinden ileri bir “yaşama sevinci” ile mevcut birikiminizi harmanlayarak çok daha değerli eserler vereceksiniz. Bugün size hak ettiğiniz değeri göstermeyenleri pişman edeceksiniz yeni eser ve üretimlerinizle. Sizin gibi bir hazineyi görmeyenlere yazıklar olsun…
İnanıyorum ki mücadeleyi asla bırakmayacak ve yeni üretimlere, güzel yarınlara yelken açacaksınız. Biz de umutla, heyecanla bekliyor olacağız sizi ve eserlerinizi.  
Allah uzun ve sağlıklı bir ömür versin değerli Hocam.
Arzu Kök

16 Eylül 2014 Salı

KADIN DESTANI;, İsmail KARA

KADIN DESTANI; İsmail KARA

KADIN DESTANI
İsmail KARA
Abartmasız 45 yıllık dostluğumuz olan bir şair ve yazarı anlatmak istiyorum.
Bir zamanlar O’na “Daktilo makinesi” demiştim.
Bilgisayar yaygınlaşınca, daktilo makinesinin yerini “Bilgisayar” ile değiştirdim.
O, âşık bir adam… 
Mecnun gibi filan değil… 
O’nun aşkı, “yazma aşkı”.
Şimdiye kadar basında 43 bin civarında yazısı/makalesi yer aldı. Bu bir rekordur.
Son iki yıldır hasta… 
Ama hastalığı bile yıldırmadı O’nu. 
Vaktinin büyük bir bölümünü bilgisayarının önünde geçirdi.
Yayınlanan 130 kitabı bile O’na göre az idi.
Kimden söz ettiğimi, pek çok arkadaşımız tahmin etmiştir.
Evet! İsa Kayacan’dan bahsediyorum. Prof.Dr. İsa Kayacan’dan…
O, başarılarıyla ve eserleriyle “Guinness Rekorlar Kitabı” na girmeyi haketmiştir.
Kayacan, hakkında şimdiye kadar çok sayıda yazı ve şiir yazıldı, yayınlandı. Fakat, biri var ki, en geniş kapsamlı olanı; “Destanlaşan Köylü İsa Kayacan” dır. Şair ve yazar dostum Mustafa Ceylan’ın eseri…
Yoksul bir köylü çocuğunun Burdur’dan Ankara’ya gelişi, azimle çalışması ve öte yandan tahsil hayatı, memuriyeti, basın danışmanlığı, yazarlığı vb. konular geniş bir şekilde ele alınmıştır. Okuyunca gıpta etmemek mümkün değil…
Fırından taze çıkmış ekmek gibi 131.kitabı geldi bana…
Kayacan’ın bu son eserinin adı; “Kadın Destanı” dır. Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Yayını. Yazar hemşerilerine sahip çıkmaları sebebiyle Odanın başkan yöneticilerini ayrıca kutluyor ve saygılarımı sunuyorum.
Eser, güzel bir kapak ve iyi bir baskıyla 200 sayfa…İlk yüz sayfası, kadınla ilgili. Sonra şiirlerinden seçmeler (bazıları Türkçe ve İngilizce), bestelenenler, notaları, kadınlar hakkında söylenen bazı özlü sözler, bazı yazılar, Kayacan’ın eserlerinin listesiyle sürüyor.
Kitaba başlarken “Kadının en büyük vazifesi analıktır” diyen M.Kemal Atatürk’ün bazı sözlerini bize hatırlatıyor. Önsöz ve sunuştan sonra olumlu görüş ve izlenimlerle anlatılanların ele alındığı birinci bölüm başlıyor.
“Kadın; Sevgilidir, eşdir, sultandır, kahramandır;
Kadın; Zorluklar karşısında, ayakta durandır” gibi övgü dolu sözlerle sürüyor ve  49.sayfada ikinci bölüme geçiliyor. 65.sayfada üçüncü bölümle devam ediyor.
Dördüncü bölümde “İsa Kayacan’ın sevgi dünyasından seçilen şiirlerle İngilizceye çevrilen ve bestelenen şiirleri yer alıyor. Altıncı bölümde kadınlar hakkında söylenmiş ünlülerden seçme özlü sözler var.
Kitaplıklarımızı değerlendirecek bir eser; Kadın Destanı… 
Okumanızı öneriyor ve İsa Kayacan dostumu bir kere daha kutluyorum.