22 Ekim 2013 Salı

KONUK YAZAR: Mehmet ŞENER ve KONUK KÖŞESİ YAZILARI

KONUK YAZAR:
Ece köyünden, dünyaya
Mehmet ŞENER
İsa Kayacan hocamın hakikaten değerini takdir edemiyoruz. Yaşadığımız şehrin içinden çıkmış bürokratların, yetki sahiplerinin kaçının ismini biliyoruz? Akademik kariyer sahibi olan hemşerilerimizin hangisi doğduğu köyünü, kasabasını, ilçesini düşünmüştür?
İsa hocam köyüne kütüphane açar tek başına, yıllarca birikimiyle oluşturduğu kütüphanesini gözünü kırpmadan Mehmet Akif Ersoy üniversitesine bağışlar. İlim adamlarının kitapları çok kıymetlidir.
Çoğu maddi menfaat için koştururken İsa hocamız Burdur için, ülkemiz için ve Türk dünyası için yaşayan düşünce adamı olarak nitelemek yağcılık olmaz derim.
Kendisine gönderilen gazete, dergi, kitap kritiklerini yapmaktadır. Sayfalara taşıyarak vefakâr olduğunu göstermektedir.
Bizim insanımızın bulunduğu yerlerde imkânlarını böyle kalıcı olarak kaç kişi bağışlar?  İsa hocamızı yekinen tanımış kadar olduğumu düşünüyorum.
Karşı karşıya gelerek önce elini öpmek sonra usulü dairesinde konuşmak isterim. Terbiyemiz bunu gerektirir. Göreneklerimize sahip çıkmamanız önemlidir. Kütüphanenin ne kadar değerli olduğunu anlatmak isterim.
Fakülte okuyanlarımızın birçoğumuzun en huzurlu, sessizlik içerisinde ders çalışılan mekân olduğunu biliriz. Fakültelerde ki vize ve final sınavlarının hazırlık yapmadan başarılı oldum diyenlere inanmam.
Okullaşma konusunda Mehmet Cadıl beyin yeri ayrı, kültürümüze hizmet konusunda ise İsa hocamızın yeri ayrıdır. Yazmanın ne kadar önemli olduğunu ve okumanın da yazabilmenin katığı olduğunu anlatıyor.
Bizleri birbirimize bağlayan kültürdür. Atalarımızın mirasıdır. Büyüklerimizin doğrularıdır. İyi davranışları model insanlardan görerek, duyarak, okuyarak öğreniriz.
Örnek insanların bizlere bırakmış olduğu eserlere sahip çıkmamız gerekir.  Maddi eser bırakmışlarsa o insanların kemiklerini sızlatmayacak şekilde bakımını yapmalıyız.
Temiz tutmalı, sahibini aratmayacak titizlikle korunmalıdır. Miras olarak kalan maddi eserlerin nasıl olması gerekiyorsa öyle sahip çıkmalıyız.
Manevi eserler dediğimiz, kitap, örnek davranış, saygı, sevgi, kadirbilirlik, vefakârlık benzeri hususiyetleri de ihmal etmemeliyiz. Okuyan okumayan elindeki fırsatı kaçırdıktan sonra, üzülüyor.
Yolculuğum esnasında otobüsün şoförünün değerlendirmesi önemli olduğundan yazmak isterim. Liderler kolay yetişmediğini anlatmak ve kıymetini takdir etmesini bilmediğimiz kişilerin ölseler de değerlerinden kaybetmedikleri gibi değerleri inanılmaz artıyor.
Rahmetli olan başkanları söz konuydu.  Telefon açtığında tüm arkadaşların işini görürdü. Herhangi bir kişi veya kuruluşa ziyarete gittiğimizde en yetkili kişi bizi kapıda karşılardı. Finans çevrelerinde ki etkinliğini anlatmaya gerek yok dedi.
İşte yarın bir gün her insanın başına gelen “ecel” geldikten sonra inanıyorum ki, içimizdeyken, yanımızdayken yapmadığımızı bırakmadığımız, yaptığı güzellikleri küçümsediklerimizin kaybının akabinde ah vah ettiğimiz gibi İsa hocamıza Allah uzun ömür versin.
Aramızdan ayrıldıktan sonra hayattayken vermediğimiz değerleri, bildiğimiz halde yüzüne söylemediğimiz iyi yönlerini anlatmaya başlarız.
İlim adamı olarak akademik kariyerinin sahibi olan, Burdur beni anlamadı demeden, yazan, anlatan kendi halinde yaşamayı yeğlemeyen insanın yaptıkları güzel davranışları takdir etmek çok olmaz derim.
            ***
KONUK KÖŞESİ:

KÜLTÜR ELÇİSİ, GAZETECİ, İSA KAYACAN’IN
BURDUR SEVDASI, BURDUR GÖLÜ’NDEN BÜYÜKTÜR.

-Burdur çıkışlı, Burdur sevdalısı ve Burdur’un kültür elçisi bir yazar ve araştırmacı olan İsa Kayacan’ın, ikincisi asla ve asla yoktur. Bir gün O’nu tam anlatabilecek bir sözcük veya terim bulunursa, o sözcük veya terim asrın icadı olabilir. (Recai Şahin-Fethiye)

-Doğduğu kente vurgun, yok böylesi bir âşık,
            Söz ederken köyünden, canına canan gelir.
            Leyla ile Mecnun’u, birlikte anmak gibi,
            Burdur dendi mi akla, İsa Kayacan gelir. (Vedat Fidanboy-Ankara).

-İsa Kayacan’ın Burdur sevdası, dağlardan yüce, denizlerden ve okyanuslardan engindir. O, Burdur’a âşıktır, tutkundur. O’nun Burdur sevdası, Burdur Gölü’nden büyüktür. (Mustafa Ceylan-Antalya).

            -Ne mutlu o Burdur’a ki, bağrında İsa Kayacan’ı yetiştirmiş. İsa Kayacan’ın Burdur’u var, Burdur’un İsa Kayacan’ı var mı acaba? Dilerim ki Burdurlular İsa Kayacan’ın kadrini, kıymetini bilirler! (Ahmet Tufan Şentürk-Ankara)

            -Burdurlular İsa Kayacan’ın hizmetlerinin ne kadar farkındalar?. Burdur’u bu kadar seven başka bir yazarları var mı? (Nail Tan-Ankara)

-İsa Kayacan’ın doğduğu Burdur’un Tefenni ilçesine bağlı Ece Köyündeki kerpiç evlerinin bahçesinde bulunan kuyuya bile en derin hasretini dile getiren bir şair ve yazar olduğunu herkes bilir. (Hayrettin İvgin-Ankara)

-Ben hayatımda, İsa Kayacan kadar, kendisi Ankara’da, gözü, gönlü, kalemi Burdur’da olan bir başka insan görmedim. (Oktay Zerrin-Bafra)

-İsa Kayacan’ın Ankara’da oturduğuna bakmayın siz. Cismi Ankara’da olsa da, gönlü ile Burdur’da yaşıyor. (Osman Oktay-Ankara)

-Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olsaydım, Kızılay meydanına; Burdur Belediye Başkanı olsaydım, şehrin güzel bir yerine Dr. İsa Kayacan’ın heykelini mutlaka dikerdim. (Abdülkadir Güler-Söke)

-Burdur Belediye Başkanlığına: İsa Kayacan heykeli/Ankara’da bir eli/Burdur Gölü’nün kıyısına/Onun heykeli dikilmeli/Fethiye’ye doğru geçerken/Ünal Şöhret onu görmeli.  (Ünal Şöhret Dirlik-Fethiye)

-İsa Kayacan’ın kendi kitaplığında bulunan 25 bin 403 kitap ve dergiyi Burdur İl Halk Kütüphanesi ve Tefenni İlçe Halk Kütüphanesi başta olmak üzere, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Kütüphanesi ve öteki kuruluşlara bağışlaması, Burdur için anlam ve önem ifade ederken, onun bu davranışları Burdur sevgisinin büyüklüğünü ortaya koymaktadır. (Mehmet Tanır-Burdur)

-İsa Kayacan, Burdur’u Türkiye’de en iyi tanıtan, Burdur’umuzun reklâmını en iyi yapan, Guinness Rekorlar Kitabına başvuru hazırlıkları içinde bulunan, ilimiz merkez, ilçe, belde ve köylerinde tanınan araştırmacı ve yazardır. (M. Ercan Taraşlı-Burdur)

-Ankara’da çektiği Burdur fotoğrafı ile Burdur’un dinamiklerini adeta Burdur’da yaşayanlardan daha iyi gördüğüne tanık olduğum İsa Kayacan’ın tespitleri beni derinden etkiledi. (Kürşat Tuncel-Burdur)

-Tefenni’nin Ece Köyünden çıkıp, yazdığı yazılarıyla Burdur’u tüm Türkiye’de tanıttı İsa Kayacan. O, bir Duayen, bir usta. Anadolu Basını’nın yıldızı... Bitmek, tükenmek bilmeyen bir hazine o. Anadolu Basınının can suyu, bir yazı fabrikatörü İsa Kayacan. (Mesut Madan-Burdur)

-Yayınladığı kitabıyla Dr. İsa Kayacan “Saz ve Söz Ustalarımızı” ülke gündemine taşıdı. (Burdur Gezetesi,10 Ağustos 2005)

-Dr. İsa Kayacan’ın Ece Haber Ajansı, Burdur Haber Ajansı gibi çalışıyor. Burdur çıkışlı haberlere ağırlık verilişi, bunun kanıtı. (Cengiz Hürmeriç-Ankara)

-Yerel basını takip edenler iyi bilirler ki, İsa Kayacan’ın Anadolu’nun değişik gazetelerinde aynı günde birden fazla gazetede yazma ve Türk Dünyası ile yakından ilgilenme gibi olağanüstü yoğunluğu arasında, Burdur sevdasını da ihmal etmediğini görmekteyiz. (Ahmet Can-Burdur)

-Hemşehrimiz İsa Kayacan üstlendiği “Gönüllü tanıtımcılık göreviyle” Burdur ve çevresinden aldığı ışık demetlerini Türkiye’ye; Türkiye’nin dört bucağından topladığı ışık demetlerini de Burdur’a göndermektedir. (Ahmet Ali Bilgen-Burdur)

-Prof. Dr. İsa Kayacan, Burdur’un gözü, kulağı, sesi ve nefesi durumundadır. O, yıllardır Burdur’un “Fahri Türkiye Elçisi” gibi çalışmıştır. (Taceddin Akbaş-Burdur)

            -Bana göre İsa Kayacan, eşine artık rastlanmayan, yüzyıllar öncesinden bize mesajlar ileten bir Mitoloji kahramanıdır. (Hasan Türkel-Burdur)

            -Üç günden beri değerli insan, aziz dost, zirvedeki adam İsa Kayacan’ın kaleme aldığı “İşte Hayatım” isimli kitabını okuyorum. Bu kitap, Burdur’un, Tefenni ilçesinin, Ece Köyünden başlayan ve her günü çalışmakla, didinmekle Burdur’u ve Burdurluyu düşünmekle geçen dürüst bir hayatın hikâyesi… (Rıza Akdemir-Ankara)

            -Dr. İsa Kayacan’ın “İşte Hayatım” kitabını aldığımda, inanın hayret ettim. Düşündüm!. Bu nasıl bir hayat ki 720 sayfaya sığmamış! Sayın Kayacan, hem Burdur’umuz, hem ülkemiz, hem kültürümüz, hem edebiyatımız, hem de geleceğimiz için bir kazançtır. Ne mutlu ki, Burdur-ülkemiz İsa Kayacan gibi bir insanı yetiştirdi.
            Özellikle yeni nesil, yeni yetişen gazeteci gençlerimiz, İsa Kayacan’ın hayatını okumalı, bilmeli ve O’nun idealini, O’nun mesleğine olan aşkını ve tutkusunu, O’nun memleket sevdasını, O’nun bir amaç nasıl büyür, büyür ve anlamlı hale gelir yolundaki yöntem ve tekniklerini kendisine örnek almalı. (Nur Sümeyra-Ankara)

            -Ben İsa Kayacan’ın “İşte Hayatım” adlı kitabını okudum. Böyle demek olur, ben İsa Kayacan’ın doğum yeri, Türkiye’nin en güzel mekânı Burdur’u bağrıma bastım, eğilip toprağından öptüm (Kerimova Pervane Namıkgızı, Azerbaycan-Bakü).