Mücadeleye; Eser ve
Üretimlere Devam
![]() |
Araştırmacı, Şair-Yazar, Öğretmen Arzu KÖK |
Bir kitap geçti
elime dün. İsa Kayacan’ın Burdur Ticaret ve Sanayi Odası yayını olarak çıkan “Kadın
Destanı” isimli kitabıydı bu. 131. kitabıydı bu onun. Aceleci, kolaycı olan
günümüz insanının harcayamayacağı bir çaba ile çalışıyor ve üretiyor İsa
Kayacan. Bunun devam etmesi de en büyük dileğimizdir. Zira İsa Kayacan yaklaşık
iki yıldır bir hastalığın pençesinde mücadele ediyor. Şimdilerde ise hastanede,
palyatif bakım, takip ve tedavi altında.
İlk tedavisinin
ardından hastaneden çıkmış yeniden çalışmaya, üretmeye başlamıştı. İşte Kadın
Destanı isimli elimde tuttuğum bu kitap da o sürecin bir ürünü. Kadın Destanı
isimli kitabını bitirip yayına verdikten hemen sonra yeniden yatırılmış
hastaneye. Yeni öğrendim. İsa Kayacan’ın azmine, yaşama bağlılığına, daha
üretecek çok şey, yazacak çok kitabı, henüz gerçekleşmemiş hayallerini
gerçekleştirmek konusundaki inancını bildiğimden üzüldüm doğrusu. Ancak
inanıyorum ki İsa Kayacan hastaneden eskisinden daha sağlam çıkacak ve başlayacak
yeniden eserler üretmeye. Yıllardır yaptığı birikimleri kendi süzgecinden
geçirecek ve 131 eserden sonra hani derler ya hepsine cilâ olacak yeni eserler
koyacak ortaya ve bizler büyük bir keyif ve minnetle okuyacağız yazdıklarını.
131. ESER; "KADIN DESTANI"

İsa Kayacan hakkında
son duyduklarım onun daha iyiye gittiği yönünde ve bu sevindirdi beni açıkçası.
Ben arayamadım kendisini çünkü tedavi esnasında rahatsızlık vermek istemedim.
Ama sürekli bilgi almaya çalışıyorum kendisi hakkında. İsa Kayacan benim
şiirlerimi yazdığı yazılarla tanıttı birkaç defa. Yalnız benim mi? En az 3000
genç insanın, şairin, yazarın adının duyulmasını, bilinmesini, tanınmasını
sağladı yazdıklarıyla. Bu tanıtımını yaptığı yazar ve şairlerin hepsi borçludur
kendisine. Eğer o şair yazarlar bugün bir yerlere geldilerse İsa Hoca
sayesindedir bu. Şimdi İsa Hocam bu hastalıkla mücadele ederken eminim ki
hiçbiri dualarını esirgemiyordur ondan. Zira o bu tanıtımlar ve yayınlar için
kimseden bir şey istemedi, aksine hem onlar için yazdı hem de yazdığı yazıların
yayınlandığı gazete küpürlerini erinmeden adreslerine postaladı, web sitesinde
yayınladı. O kadar çok postalama işlemi gerçekleştirdi ki PTT bile ona
borçludur diyebiliriz. Zira son yılların en iyi müşterisi konumundaydı. PTT de
bu borcu ödemeli ve mutlaka şükran belgeleriyle, törenlerle ödüllendirmelidir
O’nu..
Ülkemizde bir
yerlere geldiklerinde kendi doğup büyüdükleri yerleri unutan, “Orada bir köy var uzakta, gitmesek de,
kalmasak da o köy bizim köyümüzdür.” diyenlere inat unutmamıştır o köyünü, kentini,
memleketini. Doğum yeri olan Burdur-Tefenni Ece Köyü’nü sürekli yazılarında
anlatmış, bununla yetinmemiş belki de Türkiye’deki en büyük köy kütüphanesinin
orada açılmasına vesile olmuştur. Tabii köylüleri de bu çalışmalarını takdir
ederek kütüphaneye “Prof. Dr. İsa
Kayacan Kütüphanesi” ismini vermişlerdir. Şimdi köylüleri de eminim dua
ediyordur kendisi için. Böylesi değerli hemşerilerini yalnız bırakacak değiller
ya.
O BİR TÜRK BÜYÜĞÜ
![]() |
ATA-TÜRK ÇİÇEĞİ; ÜSTAD İSA KAYACAN'A |
Balkanlar’dan,
Kafkasya’ya, Ortadoğu’ya kadar uzanan bir coğrafyada etkin çalışmalar yapmış;
Türk Dünyası Genç İletişimciler Derneği’nin kurulmasına öncülük etmiştir.
Azerbaycan ile ilgili 1.624, Irak’ta yaşayan Türkmenler için ise 805 adet
makalesi bulunmaktadır. Azerbaycan’da yayınlanan makalelerinin derlenip
toparlandığında 8 cilt olduğu söyleniyor. Azerbaycan yetkilileri ise “Sovyet sonrası ve bağımsızlık sonrası
dönem dâhil, hiçbir yazar İsa Kayacan kadar, Azerbaycan ile ilgili yazı yazıp
yayınlamamıştır. Bu rekorun sahibi de İsa Kayacan’dır” demektedirler.
Böylesi çalışmalara imza atmış birine bir başka ülkede olsaydı şimdiye kadar “Fahri Konsolosluk” unvanı verilirdi.
Ama bizim ülkemiz maalesef bunları göremeyen yöneticilere sahip. Umarım
yöneticiler İsa Kayacan’a hasta yatağında böylesi paye verir de moral kaynağı
olurlar ona. Çünkü bunu fazlasıyla hak eden bir insan o.
İyi ki varsınız İsa
Hocam. Sizi tanımış olmak büyük bir onurdur benim için. Sizin gibi insan
sevgisi ile yoğrulmuş, vefakâr, fedakâr ve mütevazı, dost canlısı, yürekli bir
insanı bulmak zorlaştı artık günümüzde. Gerçi sizi tam olarak anlatabilecek
kelime bulamıyorum. Nedense yetersiz kalıyor sözcük dağarcığım.
İYİ Kİ VARSIN!..
İYİ Kİ VARSIN!..
Ben inanıyorum ki
siz o hasta yatağınızdan ve sizi rahatsız eden hastalıklardan silkinerek kalkacak,
yaşama azminiz, güçlü iradenizle hayata sımsıkı sarılacak, inşallah şifa
bulacak ve eskisinden ileri bir “yaşama sevinci” ile mevcut birikiminizi
harmanlayarak çok daha değerli eserler vereceksiniz. Bugün size hak ettiğiniz
değeri göstermeyenleri pişman edeceksiniz yeni eser ve üretimlerinizle. Sizin
gibi bir hazineyi görmeyenlere yazıklar olsun…
İnanıyorum ki
mücadeleyi asla bırakmayacak ve yeni üretimlere, güzel yarınlara yelken
açacaksınız. Biz de umutla, heyecanla bekliyor olacağız sizi ve eserlerinizi.
Allah uzun ve
sağlıklı bir ömür versin değerli Hocam.
Arzu Kök
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder