25 Kasım 2013 Pazartesi

Nadir Şener HATUNOĞLU, Matematikçi-Bilim Uzmanı & Abdülkadir GÜLER

KONUK YAZAR
TÜRK’E VERMEK
      Nadir Şener HATUNOĞLU
           Matematikçi-Bilim Uzmanı
            Başlıktaki söylemi, tarihsel bir inceleme sırasında öğrendim. Osmanlı İmparatorluğu’nun yaşını ve kudretini, bu söylemde buldum. Sosyologlar, psikologlar, komutanlar ordusunun işini bir kalemde sunmak, elbet zor.
Benimki, hareket noktasını vurgulamak…
            Türk kavmi, 1071 yılında Malazgirt kapısından Anadolu’ya girdi. Beyliklerde çalkantılar oldu, Osman-oğulları işi toparladı; devletimizi kurdu. Kurulan devleti altı yüz (600) yıl yaşatmak için, kendine ilkeler koymuş. İşte bu ilkelerden biri de “Türk’e Vermek” olgusudur. Bu şu anlama geliyor: Avrupalı soydaşlarımızı, Doğu kapısından akın-akın gelen Türk boylarıyla buluşturup, kaynaştırmak…
            Canı rahmet istedi, analım; Avrupalı soydaşlarımızın simgesi Mehmet AKİF ERSOY, ölümsüz istiklâl marşımızın yazarıdır. Osmanlı döneminden kalma tipik evi, Hacette Üniversitesi yakınındadır. Torunumu her almaya gittiğimde, bahçe kapısının tokmağına saygıyla elimi değdirirdim.
            ‘Erzurum nire, Arnavutluk nire!’ derler ya… İlçemizin doktoru Hasan Baydur da Mehmet Akif Ersoy’un hemşerisi. Büyük oğlu Refik BAYDUR, Tercan (Mama Hatun) doğumludur:1929. İlkokulu ağabeyimle okumuştur. Erzurum lisesinde de akrabalarımla… Lisenin parlak bir öğrencisi olduğunu duyardık. İstanbul-İktisat fakültesini bitirdi. İşverenler Sendikası Genel Başkanı oldu. Yazdığı kitaplar arasında, babasının biyografisi de var. Kardeşi Şefik BAYDUR, sınıf arkadaşımdır. Aileye saygılarımla..
            İlçemizin (Tercan=Mama Hatun) bir köyünde de Boşnak aileler vardı. Saray Bosna’dan, ta Erzurum’a gönderilmişler. Biz onlardan onlar bizden hayatı öğrenmişiz.
            Osmanlı İmparatorluğu’nu, sadece son yılların karmaşasıyla değerlendirmek, doğruya götürmez bizleri. Jakobenizmin rüzgârına kapılan kimileri, karalamayı eleştiri sanıp, açıyor ağzını, yumuyor gözünü…  Denile-bilir ki Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve arkadaşları olmasaydı, devletimiz tümden silinip gidecekti. Krallık, şahlık, padişahlık vb. tek parti yönetimidir. Tek parti her kötülüğü bağrında barındırır. Şu son yirmi yılda yıkılıp giden devletlere bakarsak, demokrasinin önemini daha iyi kavrarız diye düşünüyorum. Şu da söylene-bilir, demokrasiyi amaç değil de kötü emelleri için araç olarak görenler de çıkabilir. Örnek, dünyayı kana bulayan Adolf HİTLER,seçimle başa gelmişti. Dünyaya maliyeti:
 “Elli milyon ölü, iki yüz milyon sakat, beş yüz milyon aç ve konutsuz insan yığınları.”
Ö Z Ü R
            ( Özür dilemek, büyüklüktür.)
            Onlarca yıl önceydi. “ Terörle bir yere varılmaz; ülke bölünmez.” muhabbeti başladığında, ben bu günü gördüm ve –dedelerim adına- Milliyet’te özür dilediydim. Tevazu lüksüm olmadığı için üslûbumu bağışlayınız.
            Sn. Dışişleri bakanımız, türkücü Kürt kardeşimizden özür dileyince, benim özrümü güncelleme zorunluluğu doğdu. Şöyle özür dilemiştim:
            “Dedem müstantik (sorgu yargıcı) Ahmet Beğ, Erzurum İl Kongresi’nde (1919), E.Binbaşı Süleyman HATUNOĞLU da kongrede (Temmuz-1919), şu yemine imza atmışlardı:
            “Vatan bir bütündür, parçalanamaz!”
            Onlarca yıl önce, şu özrü yazmıştım:  
 “Eğer bu söylem hatalı(!) ise dedelerim adına Özür(!) dilerim.”
Başkomutan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK adına kim özür dileyecekse; ben bilmiyorum…
             ***
KONUK YAZAR
4. TÜRK KÜLTÜRÜ KURULTAYI
KİTABI   ÜZERİNE
                                                                    Abdülkadir GÜLER
            Geçenlerde 20- 24 Mart 213 tarihinde Fethiye’de 4.Uluslararası 4.Türk Kurultayı  Fethiye Belediyesi, Halk Kültürü Araştırmaları Kurumu  ( HKAK ) ile birlikte görkemli bir şekilde gerçeleşmişti. Bu Kurultaya  yerli ve yabancı   bilim adamları, folklora , halk bilimine,  halk  edebiyatına gönül verenler katılmıştı. Aşağı, yukarı 100 ‘ze yakın  yerli ve yabancı bilim adamının hazırladıkları özgün bildirileriyle bu kurultaya   renk katmışlardı, Bu satırların yazarı olarak   ben de  Aydın / Söke’den  bir bildiriyle  bu kurultaya katılmıştım. Adı geçen kurutay tam zamanında Nevruz Bayramında denk gelmişti.Açılışı görkemli oldu. Tabi  İstiklal Marşı, saygı duruşuyla birlikte…Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türk kültürüne emek verenler, aramızdan olmayanlar  saygıyla ve rahmetle anıldı. Ben bir katılımcı ve bu kurultaya  gönül verenlerden biri olarak  dönüşümde çeşitli yayın organlarında Söke Ekspres‘te ve Milliyet Blog’ta  izlenimlerimi yazdım.
Bu kurultayın konusu: “Türkü, Türkülerimiz, Türküler ve Türkülerimizin Öyküleri“ idi. Çok yararlı bir konu seçilmişti. Üç gün boyunca Fethiye Kültür salonunda keyifle, dikkatle katılımcıların sunmuş oldukları birbirinden değerli bildirilerini güzel konuşma ve slayt bilgisayar ortamında zevkle dinledik.Salon da katılımcılarla birliikte bir hayli kalabalıktı.
            Şimdi benim en çok hoşuma giden durum: Bu konuşmaların sempozyum bitinminde bir kitapta toplanması oldu. Bazen yapılan sempozyumlarda  binlerce lira harcınayor lakin bunların bir kitapta toplanmasını kimi yerde göremiyornuz.Yapılan konuşmalar buharlaşıp gidiyor. yapılan masraflara  yazık olmuyor mu? Sempozyumların sonunda bunların böyle bir kitapta toplanması asıl amacına ulaştığını düşünüyorum. İşte anılan tarihte IV. Uluslararası Türk Kurultayı Türk Kültürü Kurultayının sonunda  Fethiye Belediye Başkanı Sayın Behçet Saatcı ve HKAK Genel Başkanı Sayın Prof.Dr.İrfan Ünver Nasrattıoğlu tarafından hazırlanan bu kitabının  yayımlanmasını görünce gerçekten sevindim. Hem de  iki cilt halinde yayımlanmıştır. Her cildi  aşağı, yukarı 450 sayfadır. ( toplam 900 sayfalık bir devasa kitap ), hem de birinci hamur kağıda ve tertemiz bir baskıyla Ankara’da ( Eylül 2013 ) Tarihinde kısa bir zamanda titizlikle ortaya  çıkarılmış olup, halk  kültürü ve Türk edebiyatı okurlarına  arzedilmiştir. Bu açıdan tüm emeği geçenleri öncelikle candan kutlamak isterim.
            4. Uluslararası Türk Kültürü Kurultayı kitabında Cilt birde  SUNUŞ bölümüne Prof.Dr. İrfan Ünver Nasrattınoğlu şunları yazıyor:
            “Otuz yılı aşkın süredir, bir yandan güzel ülkemizin çeşitli kentlerinde,öte yandan Türkiye dışındaki çeşitli  ülkelerde peşpeşe etkinliler yapmaktayız. Son yıllarda yaptığımız önemli etkinlilerin başında, Fetihiye’de gerçekleştirilen dört büyük sempozyum ile buhnun yanı sıra bir dizi etkinlikler gelmektedir. Fethiye’de 2008, 2009, 2011 ve 2013 yıllarında düzenlediğimiz etkinikler, kültürümüzün derlenmesi, değerlendirilmesi ve tanıtılmasını amaçlamıştır. Sözün başında  hemen beliertmek isterimki,”Uluslararası Türk Kültürü  Kurultayı”  ana başlığı altında gerçekleştirilen etkinliklerin arzuedilen seviyede vemükemmel bir biçimde gerçekleştirilmesinde en büyük pay, Fethiye’mizin yüreği insan sevgisiyle dolu olan Belediye Başkanı Dr. Bençet Saatçı’nındır. O’nun bir yeşama biçimi dolarak benimselip , her vesileyle belirttiği “ Söz konrusu vatan ise, gerisi teferuattır”…özdeğişi, bizim ona yürekten bağlanmamıza neden olmuştur.” Sayın İ.Ü. NASNATINOLU bunları yazdıktan sonra şunları da eklemeden geçemiyor, önemi bağlamında  aynen alıyorum: “ 24 ülkeden, 100’den fazla konuğun ağırlandığı Fethiye,artık Türk Kültür kurultaeylarının merkezi olmuştur. Kurultay için Fethiye’ye gelen dostlarımızın ülkelerine döndükten sonra bize gönderdikleri mesajlardan aldığımıza göre, Fethiye, aynı zamanda ülkemizin turistik ve tarihi güzelliklerinin de simgesi haline gelmiştir. Ne mutlu Fethiye’lilere ki, Dr.Behçet saatcı gibi bir belediye başkanarı vardır. ve ne mutlu Dr. Saatcı ‘ki, yarattığı yeni Fethiye’yi, dünyaya tanıtabilmektedir. Sözün özü  o dur ki;  Fuat Köprülü’nün  kurduğu Halk Kültürü Araştırmaarı Kurumu’nu yöneten kişiler olarak bizde bir görev yapmış olmanın mutluluğunu duymaktayız. Elinizdeki bu kitap, mutluluğumuzun ve başarımızın somut bir belgesidir.”diyor Sayın HKAK Genel Başkanı  NASRATTINOĞLU.  
            Ben de bunları  görmekle  mutlu oldum, gerçektende öyledir. Türk halk bilimini, Türk folklorunu  aradan   yıllar geçsede   var güçleriyle manevi ve maddi imkanlarıyla yaşatıyorlar. Sayın Nasrattınoğlu’ya ben de bu değerli  eserleri görmek ve içinde bulunmakla hak veriyor ve bir kez daha candan  tebriklerimi sunuyorum… Türk kültürü adına Fethiye  Belediye Başkan Sayın Dr. Behçet Saatcı’yı de bu gibi çalışmalarından dolayı kutluyor ve başarılarının devamını diliyorum.  
            Adı geçen eserin  bir başka bölümünde de  Fethiye Belediye Başkanı Sayın Dr. Behçet Saatcı’da bir  yazısı vardır. Ondan da bir cümle almak istiyorum:” Türkü, yani Türkle  ilgili Türk’e özgü, yüreğimizin dili,başımızın sevda yeli olan türkülerimiz.Umuttur, hasrettir, vefadır, dostluktur. Anamızın gözünde yaş, yavuklarımızın yüzünde tomurcuk güldür türkülerimiz. “ Türk’üz türkü çığırırız demiş ( rahmetli ) halk ozanı  Aşık Veysel…Bu derece zengin, derin ve geniş havzadan beslenen türkülerimiz, bırakın bizi sıradan bir topluluğu  sıradan bir halkı, bile, millet yapan haline getirir. Neşemizi coşturan, sitemizi isyanımızı saklayan türkülerimiz. Köşe taşı olan türkülerimiz. İskender Pala’nın deyimiyle: “Anamızın ak sütü kadar, hayatın kaynağı olan su kadar aziz, öz kimliğimiz kadar asil  olan türkülerimiz…diyor… Değerli konukların ve sevgili basın mensupları salonumuzu şereflendiren değerli konuklar ve değerli büyüklerim, Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz keyfimize keyif kattınız. Birliğimiz, dirliğimiz daim olsun. Nevruzumuz kutlu olsun…  Türkülerimize can suyu veren, nesilden nesile geçmesini sağlayan  halk ozanlarımıza, derleyip toplayanlara, sazın teline vuranlara, buradan selam gönderiyoruz.  rcınayor lakin bunların bir kitap ta toplanmamızı  yapılah masraflara  ylazık olmuyormTürkiye’de 800 800  800 ilçe  belediyesinden birisi olan Fethiye’de 4. Türk Kurultayını yapıyor olmanın gurunu ve sevincini yaşıyoruz. Atatürk’ümüzün “ Türkiye Cumhuriyetinin Temeli Kültürdür” sözüne izafeten, kültürümüze bir nebze  katkı sağlayabilirsek, ne mutlu bizlere…” diyor  Sayın Behcet  Saatcı…
            BİLDİRİ SUNANLAR:   
            Prof.Dr. Ali Osman Öztürk, Prof.Dr. Erman Artun, Doç.Dr. Selçuk Duman, Doç.Dr. Mehmet Naci Önal, Doç.Dr. Armağan Coşkun Elçi, Yrd.Doç.Dr. Göktan Ay, Prof.Dr. Naile Rahimbeyli, Dr.Emeal Şenocak, Prof.Dr. Celil Nagiyev, Doç.Dr. Fedora Arnavut,Okt. Nejla Kayalı Orta, Ergün Veren, Prof.Dr. Naciye Yıldız, Dr.Janos Sıpos, Doç.Dr. Ayfer Yılmaz, Öğr.Gör.OyaŞen,  Prof.Dr. Gülnaz Abdullazade, Funda Sevil Önal,Yrd.Doç.Dr. Ülkü Kara Düzgün, Prof.Dr. Saim Sakaoğlu, Prof.Dr. Nüket Dor, Ahmet Z. Özdemir, Abdülkadir Güler, Araş. Gör.Esra Özkaya, Doç.DR.Meral Ozan, Yrd.Doç.Dr. Ayhan Karakaş, Dr. Mehmet Ali Yılmaz, Doç.Dr. Mustafa Sever, Doç.Dr. Fatma Ahsen Turan, Savaş Ekici,Abdurrahman Ekinci, Yrd.Doç.Dr. Zekiye Çağımlar, Ayşenur Ören, Birdal Can Tüfekçi, Prof.Dr. Olena İvanoska, Yrd.Doç.Dr. Burhan Kaçar, Doç.Dr. Eyüp Akman, Nail Tan, Ümmügülsüm  Çelik,Prof.Dr.Nezihe  Şentürk- Naka Niksiç, Yrd.Doç.Dr. Mehmet Akpınar, Ünal Şöhret  Dirlik, Recai Şahin, Yrd.Doç.Dr.Dilek Erenoğlu Ataizi, Doç.Dr. Aynur Öz Özcan, Prof.Dr.Babahan Mehmet Şerif, Tanju Ozanoğlu, Öğr.Gör. Refiye Okuşluk Şenesen, Prof.Dr. Tarih Dostiyev,Dr. Nergiz Nağıyeva, Prof.bDR.Ebülfez Amanoğlu, Prof. Dr.Terlan Güliyev, Yrd.Doç.Dr. Yakut Güliyeva, Doç.Dr.Terane Heşimova, Vural Safiyeva, Araş.Gör.Hayat Şamiyeva, Yrd.Doç.Dr.Mehseti İsmayil, Nermin Qaralova, Vildan Askerova, Gulustan Bayramova, Yrd.Doç.Dr.Şevket Öznur- Dr.Mahmut İslamoğlu, Doç.Dr.Berdi Sarıyev, Prof.Dr. Firdevs Hisamitdinova, Doç.Dr. Minihana Bagautdinova, Prof. Dr.  İmperiyat Hacıyev, Steffanida Stamova, Yrd.Doç.dr. Farzaneh Doulatabadi, Muhammde Alipur Muqedem, Öğr.Gör. Zeynel Polat,  Ak.Dr. Joldasbay Turdımuratov, Doç.Dr. Seydin Amirlan, Doç.Dr. Abdil Şermatov, Zera Bekirova,  Dr. Eva Csakı, Prof.Dr. Liseyar Zikirova, ,Doç.Dr. Fadıl Hoca, Yrd.Doç.Dr. MuratOrhun, Prof.Dr. Lüboy Kopanytsya,, Svitlana Kopanytsya ve Doç.Dr. Margarita Kungaa gibi bilim  adamlarının  adı geçen kurultaeyda  bildiriler sunmuş ve bu bildiriuleri iki ayrı cilthalinde  kitapta yer almıştır. 21-24 Mart 2013 tarihlerinde Feithiyedea gerçekleaştirnilen 4. Umuslar arası Türk Kurultayı ile ilgili bu kitapların  itinayla basılması ve  bildiri sahiplerine gönderilmesi HKAK ve Fethiye Belediyesinin imkanlarıyla  Türk kültürüne  vermiş oldukları değerin ne denli önemli ve büyük bir hizmet olduğunu bir kez daha öğrenmiş bulunuyoruz. Adı geçen Kurultayın  amacına ulaştığını  diye düşünüyoruim. Takdire değer  bir hizmet yapmışlardır.
Kurultayın  ana konusu. Türkü, Türkülerimiz ve bu türkülerin öyküleri idi. Hazırlanan bu eser,ilerisi için halk edebiyatına ve halk kültürüne  aşık olanlara  önemli bir başucu kaynağı olacaktır. Ben bu yazıyı yazdığım sıralarda  ( 17.11.2013 ) akşamı TRT’de Müzik ve Türkülerimiz konusunda bir program vardı. Bir ara bu programı izledim. Bu programı  Türk müzinin değerli sanatçılarından Mustafa Keser yönetiyordu. Mustafa Keser’in yanında  İzzet Altınmeşe, Belkis Akkale, Orhan Hakalmaz, Süreyya Davulcuoğlu, Selahattin Alpay, Bedri Ayseli, Muazzez Abacı ve Melahat Gürses vardı. Hepsini zevkle izledik. Yılların değerli sanatçısı İzzet Altınmeşe aynen şöyle diyordu: “Türkülerdir bizi bize anlatan, Sakarya’yı, Çanakkale’yi, Dumlupunar’ı  bize anlatan türkülerimizdir. Anadolu’yu, Milli Mücadele’yi  bize anlatan yine bu burcu burcu, buram  buram dildendile , çağdan çağa söylenen türkülerimizdir. Türküler tümüyle bizleri anlatıyor. Türküler birliğimizin, dirliğimizin sembolüdür diye vurgu yapıyordu. Ve hep birlikte  güneyden, doğudan, karadenizden,iç Anadolu’dan  ve Ege’den birer potpori halinde   türküler söylediler. Bizlere   güzel dakikalar yaşattılar. Birkez daha diyorum, türküleri söyleyen ve  yaşanlara selam olsun…  
            Sonuç olarak:
Halk Kültürü Araştırmaları Kurumu Genel Başkanı ( HKAK ) Prof. Dr. İfnan Ünver Nasrattınoğlu ve Fethiye Belediye Başkanı Dr. Behçet Saatcı ile birlikte tüm maddi ve manevi olanaklarıyla  yapılan 4. Uluslararası Türk Kurultayı bağlamında hazırlanan  bu iki  ciltlik eserle  Kurultay amacına ulaşmıştır. Titizlikle  yayımlanan bu eserler, gelecek kuşaklar için  birer başucu  kaynak kitap olacaktır. Tekrar tekrar tüm emeği geçenleri candan kutluyor, emek verenlere kurum ve kurulaşlara, bildiri sahiplerine  sağlıklı günler ve   başarı dolu yıllar diliyorum. Bir başka kurultayda buluşmak ve bir araya gelmek ümidiyle. Türkü ve Türkülerimize  gönül verenlere selam olsun diyorum…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder